Güzel havalar şehri Buenos Aires

Pazartesi, Kasım 7, 2016 9 17

Ülkemizde kışın soğuğu  iliklerimize kadar bizi üşütürken, hem  güneşiyle,  hem de latin ruhuyla içimizi ısıtacak Güney Amerika turu planladık. 2016 Şubat ayı için önce Arjantin, Iguazu ve son olarak Rio de Janeiro’ya program yaptık. 2015 Küba seyahatimiz sonrası kanımızda giren Latin ritmi hala içimizdeydi ve bizi hala  kendine çekiyordu. Bu yüzden böyle bir rota tercih ettik.

Buenos Aires parklarından birinde 200 yıllık ağaç

Arjantin ve Brezilya vize istemeyen ülkelerden, dilerseniz turist vizesi ile 3 ay kalabilirsiniz. Paris aktarmalı olarak  Air France ile uzun ama rahat bir uçuş sonrası, güzel havalar şehri anlamına gelen Buenos Aires’e vardık. Şubat ayında bizi sıcacık, 30 derecenin üzerinde bir yaz havasıyla karşıladı. Erken bir saatte vardığımız için otelimize yerleşmeden önce küçük bir şehir turu yapmaya karar verdik. Buenos Aires’e gelir gelmez kendimi bir avrupa şehrinde gibi hissettim. Şehir düzeni, geniş caddeleri, Paris mimarisini anımsatan, hatta daha ihtişamlı binaları, adım başı karşımıza çıkan parkları, yemyeşil alanlarıyla çok güzel bir şehire gelmiştik.

Göçmenlerin yaşadığı gecekondu mahallesi

Tabi şehrin bir bölümünde ağır sefalet yaşanıyor, o güzel şehir düzeni, Paris’e inat dikilmiş binalara, geniş caddelerine  gelmeden, otoban kenarındaki gecekondular dikkati çekiyor. Derme çatma evler  yaşamın zorluğunu hissettiriyor. Özellikle göçmenlerin yaşadığı bu bölgede Gürcüler çoğunluktaymış. Buralara turist olarak girmek pek akıllıca değil. Kendi içinde garip bir uyumu olan gecekondular, daracık sokaklar, çok şey anlatan yüzler.. Fotoğraflar harika olurdu ancak her türlü suçun yaşandığı söylenen sokaklarda dolaşmak bizim için fazla cesurca olurdu, bu yüzden sadece araçla önünden geçerken uzaktan bir kaç fotoğraf çektim. Ama bu gecekonduların bir adım ötesi bir anda sınırı jiletle kesilmiş gibi lüks mahallelere bırakıyor kendini. Anlaşılmaz bir keskin bir tezat var.

- Recoleta Mezarlığı: Şehri araçla gezdikten sonra ilk durağımız dünyanın en önemli mezarlıklarından biri, şehrin ise ilk toplu mezarı olan Recoleta Mezarlığıydı. Arjantin’in en varlıklı, ünlü aileleri ve Eva Peron burada aile mezarlığında ebedi istirahatinde.

Recoleta Mezarlığı

Recoleta Mezarlığı

Recoleta Mezarlığı'nda Evita'nın yeri

Recoleta Mezarlığı’nda Evita’nın yeri

Kadın ve işçi haklarının savunucusu, Arjantin halkının Evita’sı (Küçük Eva)  33 yaşında kanser yüzünden hayata gözlerini kapatınca farklı bir yere defnediliyor, seneler sonra oradan alınıp önce eşinin yanına daha sonra buradaki aile mezarlığına taşınıyor. Yakın tarihte, Eva’ya komşu bir mezarlık 500 bin dolar civarında fiyata satın alınmış. Bu mezarlıkta boş yer bulmak pek mümkün değil ancak gayrımenkul gibi satışa çıkaranlar oluyor, burada yatıyor olmak bir prestij meselesi haline gelmiş. Beni en çok etkileyen mezarlardan birisi Liliana’nın mezarıydı.

Lilian'ın köpeği ile heykeli ve gotik yapıda mezarlığı.

Lilian’ın köpeği ile heykeli ve gotik yapıda mezarlığı.

Varlıklı bir ailenin gencecik,  güzel kızları  balayı için gittiği Alpler’de çığ altında kalarak hayatını kaybediyor. Bir daha asla gelemeyecek olan sahibini daha fazla beklemeye dayanamayan köpeği de onun ardından vefat ediyor. Ailesi güzel kızlarını gelinlikli ve köpeğinin başını okşayan  bronz heykelini mezar anıtı için yaptırıyor. Ama köpeğin sadece heykeli yapılmış, burada yatmıyormuş. Gelen ziyaretçiler köpeğin burnunu okşayarak iyi dileklerini iletmiş oluyor, bu yüzden heykelin burun kısmının rengi farklıdır. Mezarlık gerçekten etkileyici ve gezmeye değer, bir sürü detayı gözlerinizle yakalamaya çalışırken, labirent gibi mezarlığın içerisinde dalıp  kayboluyorsunuz.

Recoleta Mezarlığından bir detay

Recoleta Mezarlığından bir detay

Bocca stadı

Bocca stadı

CSR_2241

- Boca mahallesi: Buenos Aires’in en turistik mahallesi Boca, gemilerde kullanılan atık boyalarla boyanmış rengarenk bir gecekondu mahallesi. Mahallenin girişindeki binanın balkonunda sizi futbolun kralı Maradona, halkın kraliçesi Evita ve tango kralı Carlos Gardel’in karikaturistik heykelleri karşılıyor. Sokak boyunca  turistlere tango gösterisi yapan dansçılarla dileyen beraber fotoğraf çektirip kısa bir tango yapabiliyor. Cıvıl cıvıl Caminito sokağı boyunca dükkanlar, tango kulübü ve cafeler gezilebilir. Aslında pek de büyük bir yer değil, kısa bir cadde. La Boca’nın turistlerin ilgisini çeken ön sokaklarındaki gösterişli ve kitsch makyaj, arkalara doğru ilerleyince akmaya başlıyor ve yerini farklı ve daha karanlık bir dünyaya bırakıyor.

Tipik boca evleri Bocca

Tipik boca evleri Bocca

Bocca

Bocca Caminito caddesi

Bocca Caminito caddesi

Boca'da bir büfede mangal

Boca’da bir büfede mangal

antikacılardan bir detay

- San Telmo & Palermo: Buenos Aires’in en beğendiğim sokaklarından birisi San Telmo’ydu. Bu sokakta bir sürü antika dükkanı keşfettik. Antika meraklılarının saatlerce gezeceği ve çok uygun fiyalara  gümüş çatal bıçaklar, bardaklar, tabaklar, sehpalar, vintage saatler, yüzükler, koldüğmeleri vs. aklınıza gelebilecek bir çok harika antika parçayı, eşyaları bulabileceği bir memba. Bu sokaklarda şehri yaşamaya başlıyorsunuz, İspanyol etkisi kolonyal yapılardan hissediliyor. Bir diğer çok beğendiğim muhit ise Palermo. Şık evler, sakin sokaklarıyla gezerken çok keyif aldığımız, güzel bir semt. Burada tango gösterileri izlenebilecek  meşhur cafeler, gezilecek güzel mağazalar var. Türk konsolosluğu da burada çok güzel bir binada, komşusu Yunan konsolosluğuyla, Buenos Airesin en güzel mahallesinde hizmet veriyor.

Buenos Aires Defansa

Buenos Aires – Defansa

- Florida caddesi: Bizim İstiklal caddemize benzetiliyor. Hoş; eski İstiklal ile kıyaslanmayacak bir cadde aslında. Bir çok yerde rastlayacağınız  “cambio, cambio” diye seslenerek döviz bürolarına göre verdikleri daha uygun kurdan döviz bozmak isteyen -bir kısmı da dolandırıcı olan- adamlar bu caddede iyice yoğunlaşıyor.

- Galerias Pacifico: Florida sokağında bulunan tarihi bir binadaki AVM. Mağazalarını gezmediğim için bir şey söyleyemeyeceğim ama binanın güzelliği görülmeye değer.

Hukuk fakultesi

Hukuk fakultesi

Buenos Aires’in binaları büyüleyici,  Kongre binası, adalet sarayı, Buenos Aires universitesi ve devasa hukuk fakültesi çok ihtişamlı, Ernesto Che Guevara bu üniversitenin tıp fakültesinden mezun, keza ülkenin bir çok devlet büyüğü de, ücretsiz eğitim veren bu üniversitenin mezun olmuş. Escuela Presidente Roca İlkokulu, bir ilkokulun en güzel hali olabilir, böyle bir okulda ilkokulu okusaydım ortaokula mimar olarak başlayabilirdim, o kadar ilham verici. Mutlaka önünden şöyle bir geçmek de olsa bakılmalı bu binaların ihtişamına. Columbus Teatre opera salonu dünyanın en iyi akustiğine sahip salonlarından, harika bir mimariye sahip, hepsi gerçekten etkileyici binalar.

El Ateneo Kitapçı

El Ateneo Kitapçı

El Ateneo Kitapçı'da Orhan Pamuk best sellers arasında

El Ateneo Kitapçı’da Orhan Pamuk best sellers arasında

Başka bir opera salonu eskidiği ve işlevini kaybettiği için yıkılma kararı alınmış, ancak sonradan yıkımdan vazgeçilmiş ve El Ateneo isimli bir kitapçı olarak binanın orjinalliği bozulmadan kullanılmaya devam ediyor. Orhan Pamuk’un yeni raflara çıkan kitabına da ilk bu kitapçıda rastlamıştım. Sahne kısmındaki kafede kitabınızı alıp, kahvenizi yudumlamak başka bir keyif.

Floralis Generica

Floralis Generica

- Floralis Generica:  Nehir kenarındaki çelik ve alüminyumdan yapılmış bu heykeli, böyle eski yapılı, tarihi dokuya sahip bir şehirde gözüm yadırgadı aslında. Ama kabul etmek gerekir ki bir mühendislik harikası. Her gün bir umut gibi yeniden doğup açmayı simgeliyor. Akşam olunca gerçek bir çiçek gibi kapanan bu çiçek heykeli güneş ışığıyla her gün yeniden açıyor.

Avenida 9 de Julio  - Evita görselli Sosyal Kalkınma Bakanlığı binası.

Avenida 9 de Julio – Evita görselli Sosyal Kalkınma Bakanlığı binası.

- Avenida 9 de Julio: Buenos Aires’in en geniş caddesi olmakla kalmıyor, dünyanın en geniş caddesi olarak kabul ediliyor. Her iki yönde 7′şer şerit, toplam 14 şeritten oluşan, trafik ışıklarında yaya olarak caddenin bir tarafından öteki tarafına tek seferde yetişme testlerimizde başarısız olduğumuz genişlikte bir cadde.

-Ulusal Güzel Sanatlar Müzesi: Buenos Aires müzeler bakımından çok zengin bir şehir. Güney Amerika, Arjantin sanatı dışında orta çağdan 20. yüzyıla uluslararası çok değerli, görülmeye değer bir resim koleksiyonu mevcut. İçeride fotoğraf çekmek yasak, görevlilere ısrar etmeyin :=)

- Cafe Tortoni: Dünyanın en iyi 10 cafesinden biri olarak kabul edilen ve benim bu listeden gidebildiğim 2. kafe olan Cafe Tortoni şehrin en tarihi cafesi. Bir çok ünlü cafe gibi burası da önemli sanatçıların, ünlü edebiyatçıların buluşma noktasıydı bir zamanlar.  Avenida de Mayo üzerinde bulunan cafe 1800′lerin ortasında bir Fransız tarafından açılmış. Ben burada sipariş ettiğimiz şeyleri çok beğendiğimi söyleyemeceğim, sanırım pek doğru tercihler yapamadım ama ortamı, tarihi dokusu, binanın güzelliği görülmeye değer. Akşam saatlerinde harika tango gösterilerine de ev sahipliği yapıyor.

Cafe Tortoni

Cafe Tortoni

Cafe Tortoni

- Plaza de Mayo: Mayıs Meydanı, Buenos Aires’in en önemli meydanlarından. Meydanda mayıs annelerini temsil eden beyaz başörtüsü çizimleri ve kayıp evlatlarını temsil eden, üzerlerinde isimlerinin yazılı olduğu çizimler meydanın yerlerinde görülüyor. 30 yıldır her perşembe bu meydanda Mayıs anneleri toplanıyor, Cunta döneminde katledilen kayıp çocuklarının haklarını arıyorlar. Bu anneler için bir vakıf kurulmuş ve gençler her perşembe gelmekte zorlanana anneleri evlerinden alıp bu meydana getirip götürüyor, birbirlerine sahip çıkıyorlar. Bu meydanın hemen yanında  Evita’nın meşhur balkondan halka konuşmasını yaptığı Casa Rosada yani Pembe Ev bulunuyor.  Madonna’nın Evita müzikalinde  “Don’t cry for me Argentina”‘yı söylediği sahneden hatırlarsınız. Hükümet binası, Kongre binası gibi önemli binalar yine bu meydan çevresinde.

Plaza de Mayo

Plaza de Mayo

Mayıs meydanında kayıp canlar ve isimleri.. Üzerlerinde ise analarının acısının simgesi beyaz başörtüsü çizimleri...

Mayıs meydanında kayıplar ve isimleri.. Üzerlerinde ise analarının acısının simgesi beyaz başörtüsü çizimleri…

Mayıs meydanında protesto yazıları

Mayıs meydanında protesto yazıları

-  Metropolitan Katedralali: Arjantin kahramanlarının, General Jose de San Martin’in mermer mozolesinin bulunduğu Metropolitan Katedrali görülmesi gereken, şehrin en büyük katolik kilisesi. Katedralin girişinde sürekli yanan büyük meşale, kurtarıcıları San Martin ve yine içeride mozolesi bulunan ismsiz askerin ebedi anısı için yanıyor.  Bu katedral de yine Mayıs Meydanı’na bakıyor.

Metropolitan Katedralali

Metropolitan Katedralali

Metropolitan Katedrali'nde yanan meşale

Metropolitan Katedrali’nde yanan meşale

 

Arjantin denilince akla ilk gelenler tango, et ve şarap kuşkusuz. Bu konuda gerçekten çok iyi olduklarını benim de onaylamama gerek yok =) Arjantin’e gitmeden önce bir çok restaurant tavsiyesi aldık  ve hatta en meşhurlarında rezervasyon yaptırma telaşına düştük. Fırsatınız varsa en meşhurları deneyebilirsiniz ama şunu bilin ki nereyi seçerseniz seçin, iyi bir et yemiş ve hesaplı harika şaraplar denemiş olacaksınız.

- Puerto Madero:  Nehir kıyısındaki (River de la Plata ) bu rıhtım, kentsel dönüşümle şehire kazandırılmış, yürüyüş parkuru, çok sayıda iyi restaurantların, dans kulüpleri ve barların bulunduğu cazibe bölgesi haline gelmiş. Akşam yemekleri için genellikle buradaki restaurantları tercih ettik. Ambians, yemekler ve hizmet çok iyiydi.

- Puente de la Mujer: Puerto Madero’da ki Puente de la Mujer, yani Kadın Köprüsü, doğu ve batı iskelelerini arasında kurulmuş, birleşmeyi temsil eden modern, mühendislik harikası köprü, gemi geçişlerinde döndürülebiliyor. Gece ışıklandırmasıyla görülmeye değer, zerafetini kadınlardan alan köprü, nehir kenarında gezintiye çıkanların mutlaka uğradığı bir nokta.

Buenos Aires Buenos Aires

Arjantinliler akşam yemeğine gece 22:00′den sonra oturuyormuş, biz genellikle yeme alışkanlığımıza göre  20:00 civarında mekanlara oturduk, bu saatte masalarda sadece turist görebiliyoruz, çalışanlar dışında bir Arjantinli’ye rastlamak çok ama çok zor. Ne zaman biz yemeğimizi bitirip masadan kalkıyoruz, mekanlar Arjantinlilerle doluyor. Ailece ve kalabalık gruplar halinde yemeğe gitmeyi çok seviyorlar. Sofrada uzun saatler geçirmeyi seven Arjantinlilerin bizimki gibi sabah kahvaltı kültürleri de yok, ufak tefek hamur işleri ve kahveyle geçiştiriyorlar. Öğlen yemeği pek yemiyorlar çünkü zaten çok geç saatte uyanıyorlar, kahvaltıları öğlen yemeği yerine geçiyor. Geç kalkıyorlar çünkü geç oturdukları ve ağır gıda tükettikleri akşam sofralarından kalktıktan sonra gece eğlencesine gidiyorlar, sabaha kadar eğlendikten sonra uyku saatleri geliyor. Kısacası hayat bir Arjantinliye güzel demek yanlış olmaz.

Buenos Aires sokaklarında evsizler..

Buenos Aires sokaklarında evsizler..

Arjantin yıllardır ekonomisini ve işsizlik sıkıntısını toparlayamamış bir ülke. Yanlış politikaların uygulandığı, maaşlara bakınca da bir gariplik olduğu seziliyor. Bir basit örnek bir ilkokul öğretmeni türk lirasıyla ortalama 3000- 3500TL ($1000 civari) maaş alıyor. Elektirik, su, gaz gibi temel harcamaları neredeyse bedava.. Bizde çeyrek altın değerinde olan etin kilosu 3-5 dolar… Sonsuz bahçeleri, parkları, dev gibi meydanları var. Sabah akşam parklarda koşan, köpeğini gezdiren, sürekli spor yapan insanlara rastlıyorsunuz. Nasıl yapmasınlar ki? İnsan bu kadar geniş araziyi görünce ya bir muteahit olup bir toplu konut kondurası ya da deliler gibi koşturası geliyor. Bir yandan da sokaklarda boynumuzda fotoğraf makinasıyla dolaşırken esnaf  bizi sürekli uyardı, belli ki gasp sık yaşanıyor. Çünkü işsizliği yoğun olduğu, yozlaşmış politikacıların kendi çıkarları için uyguladığı politikalar, yolsuzluklar nedeniyle ülke çoktan iflas etmiş. Özellikle göçmenler için yaşam koşulları çok kötü. Tatsız bir olay yaşamasak da, temkinli olmak ve değerli eşyalarla dolaşmamak da fayda var. Zaten çoğu zaman fotograf makinelerimizi bile taşımadık, bunları ne ara çekmişiz şaşırıyorum =)

Arjantinliler et ve yemek konusunda oldukça iyi olsalar da tatlı kültürleri için aynısını söyleyemem. Varsa yoksa dulce de leche!… Evet dulce de leche benim de çok sevdiğim bayıldığım bir şey ama fransızların elinden daha güzeli çıkıyor. Süt reçelinin (tam türkçeye çevrilemiyor sanırım, karamel demek de yanlış olur) her halini, her şeyle karışımını bulabiliyorsunuz. Latin ülkelerinde benim reçel gözüyle baktığım meyve şekerlemesi çok seviliyor, peynirle birlikte tatlı olarak yemek sonrası servis ediliyor. Küba’da bu şekerlemeye çok rastlardık. Burada da karşımıza tatlı olarak bolca reçelimsi şekerlemeler çıktı.

Empanadas

Empanadas ve yerel bira

Meşhur börekleri empanada her yerde karşınıza çıkıyor ama bence en güzel çeşidi yağda kızarmış olanı. İçerisinde bolca kıyma bulunan baharatlı kalın hamurlu bir borek olna empanada, çiğ böreğe benzese de tadının benzerliği yok, iç harcına pek bayılmadım. Genelde fırınlıyorlar, bu daha hafif bir seçenek. Bizim böreklerimizle kıyaslanamaz ama genel Türk damak tadına uygun bir yiyecek.  3 farklı yerde denedim en sevdiğim Santa Susanna çiftliğindekiydi, hem kızarmış hem de elde açılmıştı çünkü =)

Carlos Gardel tango şovu

Carlos Gardel tango şovu

-Esquina Carlos Gardel: Arjantine kadar gidip Tango şovu seyretmemek olmaz. Cafelerde, sokaklarda tangocuların yaptığı gösterilere rastlıyorunuz. Biz ayrıca Esquina Carlos Gardel şovuna gittik. Daha çok turist gruplarına yönelik bir şov ama dansçılar gerçekten çok başırılı, seyretmeye doyamadık, çok keyifi bir akşam geçirdik. Yemekli şov tüm misafirler yemeklerini bitirip şova konsantre olana kadar perdelerini açmıyor. Servis olağanüstü hızlı, herkese neredeyse aynı anda servis yapılıyor. Çünkü gösterinin 22:00 civarı başlaması, 00:00′a doğru bitmesi gerekiyor. Özellikle fotoğraftaki bu çift favorimdi.

Delta Tigre Kumarhanesi

Delta Tigre Kumarhanesi

-Delta Tigre: Şehir içi gezimizi bir kaç günde tamamladıktan sonra birazcık sakin ve farklı yerleri de görmek istedik. Öncelikle Tigre Delta’ya gidip, nehirde tekne turuna katıldık. Tigre kasabası bir zamanlar sosyeteye ev sahipliği yapmış sayfiye kasabasıymış. Kumarhanesi de olduğu için, bir çok varlıklı aile için burası cazibe bölgesi haline gelmiş. Bir zengin burayı keşfediyor ve tüm dostlarını ve çevresini buraya çekiyor, derken sosyetenin yazlık kasabası oluveriyor, yeni evler yapılıyor, emlak fiyatları uçuyor. Nehir kenarındaki cici bici rengarenk evlerin fiyatları milyon dolarları aşmış o zamanlarda. Şimdilerde milyon dolarlar biraz sıfır atarak oldukça düşmüş. Buenos Aires merkezine çok yakın olduğu için yakındaki şehirliler buraya günübirlik gezilere,  kürek çekmeye,  su sporlarına ve yüzmeye geliyorlar. Özellikle haftasonları çok kalabalık oluyor kasaba.

Delta Tigre

Delta Tigre’de kürek çekenler

Delta tigre sakinleri

Delta tigre sakinleri

Delta tigre

Delta tigre bir ev

Delta tigre bir ev

- Estansia Santa Sussana:  Seyahatimizde en keyif aldığım noktalardan birisi de Buenos Aires merkezine yaklaşık 1 saat uzaklıktaki, Estansia Santa Sussana İspanyol kolonyal yapıda bir çiftlik evi. Ev bir müze halinde,  turist ziyaretlerine açılmış olsa da çiftlik işlevini sürdürüyor. Arjantin çobanı ya da daha karizmatik olsun, kovboyları yani Gaucho’lar geleneksel kıyafetleriyle, çiftlik işlerine koşturmaktan terlemiş halde bizi karşılıyor. Yani şov değil, adamlar bir yandan harıl harıl çalışıyor.  Gelir gelmez soğuk beyaz şarap ya da meşrubat ve empanada börekleriyle bize hoşgeldin diyorlar. Daha sonra öğlen yemeğimizin hazırlıklarına koyuluyorlar, sabahtan yakılmış ve artık harını kaybetmiş ateşin üzerine etler seriliyor, ağır ateşte saatlerce yavaşça pişirilmek üzere kocaman mangal üzerine bırakılıyor. CSR_2713

Biz biraz soluklandıktan sonra Gaucholar bizi at gezisine çıkarttı, atlar o kadar eğitimli ki, ne kadar dizginlerini çekiştirsem de, asla gaucho ona deh demeden kıpırdamıyor yerinden, yani korkunuz olsa da korkacak bir şey yok çünkü atlar çok uslu ve ata binmek çok keyifli.  Gaucholar önderliğinde hareket ediyoruz, çiftliğin geniş arazisinde at gezintisine çıkıyoruz. At gezimizden sonra çiftliğin müzesini geziyoruz, antika eşyalar, kıyafetler,  tabak takımları, mutfakları, odaları… Biz çiftliğin keyfini çıkartırken bir kaç saat ağır ateşte nihayet pişen arjantin etlerimiz hazır, sofraya kurulup, gauchoların şarkı, dans, tango gösterileriyle keyifli zaman geçiriyoruz.  Arjantinde hangi sofraya otursanız oturun demirbaş olarak chimichurri  servis ediliyor. Chimichurri bol zeytinyağıyla hazırladıkları baharat karışımı. Kimisi bol sarımsaklı, kimisi hafif sirkeli ekşili olarak et ile yenmek üzere getiriliyor. Bence etlerinin hiç bir sosa ihtiyacı yok ve chimichurriye  ekmek bandırmak leziz oluyor. Bu çiftlikte servis edilenler merkezdeki o güzel restaurantlarda denediklerimizden de lezzetliydi. Herhalde daha organik :P Tıpkı Küba’da ki gibi burada da tavuklar çok lezzetli çünkü doğal besi hayvanları. Zaten kırmızı eti için diyecek söz yok, çok farklı, tabi ki pişirme usulu de önemli ama adamlar marine etme gereği bile duymadan, barbeküye sürüveriyor etleri. Ülkemizde tavuğu  çok sayılı ve huylanarak, tatsız tuzsuz yiyorken, buralara gelince doyasıya yeedik.  Yani Arjantine geldim aman tavuk mu yenir demeyin bence biraz deneyin, çünkü özlediğimiz o köy tavuğu lezzetine şaşıracaksınız.


Santa Susanna


Santa Susanna
CSR_2722
CSR_2721

Güney Amerika’da yerba bitkisinin yapraklarından yapılan çay bağımlılık derecesinde tüketiliyor. Özellikle şehir merkezinden uzaklaşınca farkettik ki herkesin omuzunda bir termos asılı, ellerinde ise mate var. Mate kap demekmiş, yerba çayını içtikleri ahşaptan matelerin genellikle gümüş süslemeleri ve bir de mutlaka pipeti oluyor. Yerba otunu matelerine koyup taşıdıkları sıcak suyla çaylarını sürekli tazeleyip yavaş yavaş, gün boyu içiyorlar. Uyarıcı ve doping etkisi olduğu söyleniyor bu yüzden sporcular da çok tüketiyorlarmış. Kimse kimseye kendi yerbasından hele ki asla kendi matesinden içmesi için ikram etmiyor. Mateler şahsi eşyalar, herkesin matesi kendine, o yüzden matesiz adam yok memlekette.

Arjantinden dönmeden marketten evimizde hazırlamak üzere chimichurri, 3-5 dolara satılan muthiş arjantin şarapları, yerba çayı alışverişimizi yapıp,  3 ülkeyi birleştiren, doğanın önünde hayranlıkla eğildiğimiz, büyülendiğimiz İguazu Şelalerin’e geçtik. İguazu yazısı için burayı tıklayabilirsiniz.

DSC00864

17
9 Comments
  • Ebru
    Kasım 8, 2016

    Siz nereye gitseniz ben peşinizden gidiyorum Çiseren Hanım :) Çok güzel tesadüf. Bu yazıyı gittiğinizden beri bekliyordum aslında artık yazmayacaksınız sanmıştım ama çok sevindim.ben de bu şubat’ta Buenos aires’e gideceğim. Arkadaşım orada yaşıyor bize yardımcı olacak ama gitmeden oraları tanımak adına yazınız bana çok faydalı oldu ve şevkim arttı. oralardan bir isteğiniz olursa bana yazın lütfen. Çok teşekkürler.

    • ciseren
      Kasım 8, 2016

      Ben teşekkür ederim Ebru, çok sevindim beklemiş olmana =) Eminim bizden daha iyi vakit geçireceksinizdir :D Keyfiniz bol olsun şimdiden.

  • Rıza
    Kasım 8, 2016

    Güzel yazı olmuş kaleminize sağlık. 2 sene önce aynı turu yapmıştık tekrar gitmiş gibi hissettim okurken.

    • ciseren
      Kasım 9, 2016

      Çok teşekkürler, çok memnun oldum.

  • Fusun
    Kasım 9, 2016

    Ciseren bu sıkıcı gunlerde yazin cok iyi geldi. Kafa dagitip sanki cok uzaklara geldim seninle. Guney amerikaya seneye tatil dusunuyoruz, senin isigindan yararlaniriz gitmeden tekrar :) yolun acik aydin olsun guzel kiz, her gittigin yere fotograflarin, videolarin ve yazilarinla anlam katiyorsun. En eski takipcilerinden biri olarak seni ailemden gibi hissediyorum. Seni seviyoruz tatli kizim.

    • ciseren
      Kasım 9, 2016

      Çok teşekkürler Füsun ablacığım. Eksik olmayın.

  • Elif Durmaz
    Kasım 9, 2016

    Sevgili Çiseren,
    Bir gün benim de gitme şansım olurmu bilmiyorum ama yazılarını o kadar keyifle okuyorum ki. Bizi de yanında gezdiriyorsun adeta. Emeğine sağlık
    Elif

  • Suzan Atil
    Aralık 13, 2016

    Arjantine gitmeyi hic dusunmemistim ama okuyunca dolu dolu bir tatil yasadiginizi gordum. Bir solukta okunuyor yazilarin ve imrendiriyorsun Cisersn :) Bu kis yetisemeyiz artik ama seneye kisa belki biz de gideriz. harikasiniz!

  • Vicky
    Mart 18, 2017

    Yazi dilinizi cok begendim.Buenos Aires ve Rio icin notlarimi aldim. Tesekkurler gezi notlariniz icin :)

Suzan Atil için bir cevap yazın Cevabı iptal et

E-posta hesabınız yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir